DİĞER
"Gılgamış hikâyesi 4.000 yıl önce bir Mezopotamyalıya ne diyorsa, aslında bugün bize, ya da gelecekte bunu okuyanlara da aynı şeyi söylüyor. Ne yaparsan yap, ölümden kaçamazsın! Bu kadim metin birkaç şey daha söylüyor. Kaçınılmaz olandan korkmanın beyhudeliği hakkında bir şeyler. Gelecekte bir yerlerde bizi bekleyen doğal bir sondan kaçmanın bugünü mahvettiğine, bugünü yaşanmaz kıldığına dair bir şeyler..."
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Çağla İlk ve Misal Adnan Yıldız'ın Baden-Baden Kunsthalle'deki –görmediğim– ilk sergileri pat diye Ece Ayhan’dan yola çıkıyordu; Devlet ve Tabiat. Son sergileri ise bunu tersyüz ediyor: Tabiat ve Devlet."
"Çok konuşurdu. Çok doluydu çünkü. Projeler, fikirler, akıllar... Tanıdığım günden beri saatlerce dinledim onu. Hezarfen dediklerinden. Çok şey bilirdi. Bilmediğini hızla öğrenen, bildiğini hızla öğreten bir deliydi."
"Yıllar içerisinde, özellikle de bu kitabı yazarken değiştim. Kararlar o kadar net verilemeyebilir. Hiçbirimiz o kadar güçlü değiliz. Zaten o kadar güçlü olmak yanında biraz da kibri getirir. Gönül ister ki acı çekilmesin ama bir yandan da 'Keder mi, hiçbir şey mi deseler kederi seçerim' demiş Faulkner."
"21 yazarın bilimkurgu öykülerini bir araya getiren İlk isimli tematik derlemenin editörü Burak Albayrak ile bu türe yıllarını veren İsmail Yamanol ve Onur Güzeldiyar’la Türkiye'de bilimkurguyu konuştuk."
"Ayhan Aktar, destanları incelerken, bu destanların yazılmasına sebep olan tarihsel arka planı da okuyucularını müthiş bir berraklıkla veriyor. Böylece, sadece 'Barakalar’ın yıkımına' yakılan ağıdı okumuyoruz; insanları Barakalar mahallesini kurmak zorunda bırakan şartları, ahlâk ve vicdan sahibi bürokratların nasıl pasifize edildiğini de görüyoruz."
"İstanbul Fetih Destanı’nda, varoluşçu iletiler fetihçi bir mistisizm ve erillikle birleşiyor. Bu uzun şiirin hem sanatsal hem de entelektüel açıdan en kafa karıştırıcı boyutu da bu. Destanın geneline hâkim fetihçi duyarlıklarla, Çocuk ve Allah’tan beri alışık olduğumuz ve bu destanda da bulunan, varoluşçu duyarlıkları dile getiren dizeler arasında bir karmaşa var. Yer yer daha bariz olan bu karmaşa, Dağlarca’nın ya da şiirin anlatıcısının aslında neyi, kimi önemsediği konusunda bir sorunsal çıkarıyor önümüze."
28 Nisan 1927 tarihinde, Servet-i Fünun dergisinin 1602’inci sayısında yayımlanan ve yazarına "dine hakaret etmek, dini aşağılamak" suçlarından dava açılmasına sebep olan "Denize Söyledikleri" ilk kez K24'ün Evvel Zaman sayfalarında...
Homo sapiens sapiens’ten beri insanın düzenleme ve idare etme kapasitesindeki uygarlık seviyesini devlet ile sınırlı tutan bir anlatı ‘görmezden gelmenin tarihi’ olarak da okunabilir
Kayıplar ve Uzayda Doğan İlk Bebeğe, eğer her şey yolunda gitseydi, Nisan’da, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasına denk gelecek olan Nisan ayında, izleyici ile buluşacaktı
"O kitaba” sahip olmak bana güven veriyordu. Orhan Pamuk’un Yeni Hayat’ı çıktığında babamın kitaplığından alıp kendi kitaplığıma koymuştum, artık ona sahiptim; Yeni Hayat’a, yeni bir hayata
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık